Keir Starmer, 4 Temmuz seçimlerinde elde ettiği net zaferle Birleşik Krallık’ın yeni Başbakanı olarak seçildi. İnsan hakları avukatlığından başlayarak İngiltere siyasetinin zirvesine yükselen Starmer, 1962 yılında Londra’da doğdu ve ailesinde üniversite mezunu olan ilk kişi oldu. Kariyeri, avukatlık, Kamu Savcılığı Direktörlüğü ve Kraliçe II. Elizabeth’in hukuk danışmanlığı gibi önemli pozisyonlardan oluşuyor.
Starmer’ın siyasi hayatı 2015 yılında milletvekili seçilmesiyle başladı ve 2020 yılında İşçi Partisi liderliğine yükselerek sonuçta Muhafazakar Parti’nin 14 yıllık iktidarına son verdiği bu son seçimlerde Başbakan seçildi.
Reigate Grammar Okulu’nda başarılı bir öğrenci olan Starmer, gençlik yıllarında İşçi Partisi’nin gençlik yapılanmalarında aktif rol aldı. Leeds Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldıktan sonra Oxford Üniversitesi’nde lisans üstü eğitimini tamamlayan Starmer, “Socialist Alternatives” dergisinde editörlük yaptı.
Avukatlık kariyerine 1987 yılında başlayan Starmer, Karayipler’deki ölüm cezaları davalarından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar çeşitli önemli davaların avukatlığını üstlendi. Doughty Street Chambers’da çalıştıktan sonra Kraliçe’nin avukatlarından biri olarak görev yaptı ve Kraliyet Savcılık Servisi’nin başına getirildi.
Siyasete göreceli olarak geç yaşta giren Starmer, Jeremy Corbyn’in liderliği altında gölge kabine üyesi olarak görev yaptıktan sonra parti içi anlaşmazlıklar nedeniyle istifa etti ve 2020 yılında İşçi Partisi liderliği için yarıştı ve kazandı.
COVID-19 salgını sırasında ulusal çıkarların önemini vurgulayan Starmer, Başbakan Boris Johnson’ın salgın önlemlerini eleştirerek güven oyları talep etti. Haftalık Başbakanlık Oturumları’nda artan yaşam maliyetleri, skandallar ve grevler konularında Muhafazakar Parti liderlerini sorguladı.
Partisi içindeki tartışmalarla da mücadele eden Starmer, antisemitizm suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı ve eski lider Jeremy Corbyn gibi isimleri partiden ihraç etti.
Göçmenlik konusunda, düzensiz göçmenleri Ruanda’ya gönderme planlarına karşı çıkan Starmer, güvenli ülkelere yerleştirme inisiyatiflerini destekliyor ve insan kaçakçılarının istismarını önlemeyi hedefliyor.
Ukrayna konusunda ise Starmer, İngiliz askeri ve diplomatik desteğini güçlendirme ve Ukrayna’nın NATO üyeliği yolunu destekleme çabasında.