Yunanistan’ın bu yıl yaşadığı en kurak haziran ayının ardından, deniz suyu seviyesindeki değişimlerle birlikte sahillerin geri çekilmesi ve bazı adaların sular altında kalması gibi coğrafi değişimlere yol açtığı ifade ediliyor. Atina Ulusal Gözlemevi Başkanı Konstandinos Laguvardos, iklim krizinin sıcaklık artışı ve kuraklık gibi olumsuz etkilerinin ülkenin dört bir yanını etkilediğini belirtti. Bu durumun, özellikle adalarda su sıkıntısına neden olduğunu ve turizm ile su kullanımının bu sorunu daha da derinleştirdiğini vurguladı.
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nden doğal afetler uzmanı Prof. Dr. Kostas Sinolakis, iklim değişikliğinin sıcaklıkları hızla artırdığını ve olağan dışı hava olaylarının daha sık yaşandığını ifade etti. Sinolakis, karbondioksit salımındaki artışın bu etkileri hızlandırdığını ve deniz suyu seviyesindeki yükselmenin kıyı erozyonuna yol açtığını belirtti. Yükselen deniz suyu seviyeleri, özellikle sığ plajlarda 50 metreye kadar kayıplara neden olabilir ve bu durumun 2050 yılına kadar birçok sahilin büyük oranda sular altında kalmasıyla sonuçlanacağı öngörülüyor.
Sinolakis ayrıca, kıyı erozyonunu önlemek için projeler geliştirilmesi gerektiğini ve deniz seviyesinin yükselmesini durdurmanın zorluğunu vurguladı. Yunanistan’da ve diğer Akdeniz ülkelerinde denizden korunmak için çeşitli yapısal önlemler alınması gerektiğini belirtti. Bu bağlamda, sahil kıyısındaki şehirleri koruyacak yapılar inşa edilmesi ve yerleşim yerlerinin taşınması gerektiği ifade ediliyor.
İklim kriziyle mücadelede enerji kullanımının sınırlandırılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapılması gerektiğine dikkat çeken Laguvardos, gelecekte bu krizden kaçınmak için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Sinolakis, iklim krizinin olumsuz etkilerinin artmaya devam edeceğini ve bu durumun ekonomiden tarıma kadar birçok alanı tehdit edeceğini belirtti.