Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

EY “Risk Yönetimi Anketi” Sonuçlarını Paylaştı

Ernst & Young (EY) ve Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) işbirliğiyle sigortacılık sektörü alanında gerçekleştirilen Risk Yönetimi Anketi sonuçları açıklandı. EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Levent Atakan, anketin sektör standartlarını anlamak ve en iyi uygulamaları belirlemek için faydalı bir temel içerik sunduğunu ifade etti.

Ernst & Young (EY)

 

Şirketten yapılan açıklamaya göre, anket, üst düzey risk yöneticilerinin (CRO) temel yeteneklerini nasıl güçlendirdiğini ve stratejik danışman olarak şirketlere nasıl katkı sağladığını gösteriyor. Sigortacılık sektöründe CRO’lar, son dönemde giderek artan ve çeşitlenen risklerle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, CRO’ların daha fazla sorumluluk almasını ve geniş bir konu yelpazesiyle ilgilenmesini gerektiriyor.

Anketin sonuçları, sigorta CRO’larının günümüzde ve gelecek dönemde karşılaşabileceği kritik sorunları ortaya koyuyor. Siber güvenlik, teknoloji dönüşümü ve jeopolitik gelişmeler risk sıralamasında öncelik taşıyor. CRO’ların riskleri yönetmek ve olası aksaklıkların önüne geçmek için daha eleştirel düşünme becerisi, güçlü analitik yetenekler ve kurumsal çeviklikle donanmış olmaları gerekiyor. Sigorta kurumlarının risklerinin doğru ve proaktif bir şekilde tanımlanması, etkin bir şekilde yönetilmesi ve sürdürülebilir büyüme sağlanması için CRO’ları kilit alanlara yönlendiriyor.

Araştırmaya göre, CRO’lar için siber güvenlik (%68), jeopolitik (%56) ve iklim (%50) konularındaki riskler, gelecek üç yıl içinde en kritik gündem maddeleri arasında yer alıyor. Yapay zeka ve makine öğrenimi (%43) ile yetenek açıkları (%41) riskleri ise bu riskleri takip ediyor.

GenAI Teknolojisinin Kullanımının Artması İş Gücünü Etkileyebilir

Sigortacılar için birden fazla alanda ciddi tehditler oluşturan bu kategorilerin birbiriyle kesişmesi, ortaya çıkabilecek riskleri daha karmaşık hale getirebiliyor. Jeopolitik risklerin daha yoğun siber saldırılara yol açması ve makroekonomik dalgalanmaları artırması mümkün olabilir. Benzer şekilde, GenAI teknoloji kullanımının artması da zamanla daha büyük yetenek açıklarına yol açabilir ve iş gücünü etkileyebilir.

Yapay zeka teknolojisinin getirdiği riskler, yönetişim ve gözetim için sağlam bir yaklaşım gerektiriyor. Sigortacılık sektöründeki CRO’ların, veri güvenliği ve gizliliği için mevcut standartları güçlendirme, yapay zeka ve makine öğrenimine yönelik riskleri yönetmek için yeni yönetişim çerçeveleri geliştirme, etik ve önyargılarla ilgili endişeleri giderme konularında liderlik etmesi gerekiyor. Ancak anket sonuçları, sigorta CRO’larının sadece %26’sının şirketlerinde yapay zekanın ve makine öğreniminin etkin kullanılmasını sağlamak için gerekli kontrolleri oluşturduğunu gösteriyor. Katılımcıların %50’si ise şirketlerinin bu tür uygulamaları araştırdığını veya henüz uygulama aşamasında olduğunu belirtiyor.

Anket sonuçları ayrıca CRO’ların yeniliği ve sürdürülebilir büyümeyi mümkün kılmak, en önemli dönüşüm girişimlerine katılmak ve bu alanlarda şirketlere liderlik etmek istediklerini ortaya koyuyor. Bu dönüşüm süreçlerinde CRO’lar, maliyet ve fayda analizleri yapmak, alternatif stratejiler belirlemek, etkin tedarik zinciri modelleri uygulamak, düzenleyici etkileri değerlendirmek gibi birçok alanda önemli girdiler sağlayabilir.

EY Türkiye Finansal Risk Hizmetleri Şirket Ortağı Ezgi İvecan ise CRO’ların dönüşüm süreçlerinin her bir adımına değer katmak için çeşitli fırsatların bulunduğunu vurguladı. EY ve IIF tarafından ilk kez sigortacılık alanında gerçekleştirilen risk yönetimi anketi, CRO’ların stratejik katkı sağlamalarının yanı sıra tekniksel ve taktiksel olarak risk yönetimi yeteneklerini güçlendirmeye devam edebileceğini gösterdiğini ifade eden İvecan, “Ayrıca bu zorlu yolda CRO’lar, sektördeki üst düzey yöneticilere ve yönetim kurullarına içgörü sağlayarak, inovasyona zemin hazırlayarak, güçlü bir risk kültürü oluşturarak şirketlerin operasyonel dayanıklılıklarının sürdürülmesine yardımcı olabilir.” açıklamasında bulundu.