TB’den yapılan açıklamada, “Son zamanlarda basında ve sosyal medyada hekimlerin sağlık hizmeti sunarken politik kimliklerini belirten çeşitli işaretler yaptıkları görüntüler yayımlanmaktadır. Hekimlerin, tıpkı toplumun diğer üyeleri gibi, farklı politik düşünce ve değerlere sahip olmaları doğaldır. Hekimler ülkede ve dünyada gelişen olayların politik doğasına karşı kişisel olarak tutum almakta da doğal olarak özgürdür. Bununla birlikte hekimler, meslek ahlakı kuralları gereğince sağlık hizmeti sunarken yansızlıklarını korumakla yükümlüdür” denildi.
Hekimlik Andı’nın Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesi’nde yer alan, “Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime” ifadesi hatırlatıldı.
Hekimlik Andı Ne Diyor?
Ayrıca, hekimlerin sağlık hizmeti sunarken insanlık onuruna ve kişilik haklarına saygı gösterme yükümlülüğü bulunduğu belirtildi:
“Hastamın özerkliğine ve onuruna saygı göstereceğime” – Hekimlik Andı (Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesi)
“Meslek uygulaması sırasında insan onurunu gözetmesi de hekimin öncelikli ödevidir.” – TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları
“Tabip ve diş tabibinin başta gelen vazifesi, insan sağlığına, hayatına ve şahsiyetine ihtimam ve hürmet göstermektir.” – Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi
Hekimlere ve Kurumlara ‘Hekimin Yansızlığı’ İlkesini Bir Kez Daha Hatırlatıyoruz
Tüm meslek ahlakı kuralları gibi, bu kuralların da var edilme nedeni, toplumun mesleğe ve mesleği uygulayanlara güven duymalarını sağlamaktır. Meslek ahlakı kurallarını ve ifade ettikleri değerleri deyim yerindeyse “gözümüz gibi koruma” özenimiz de buradan kaynaklanmaktadır. Toplum da tıpkı hekimler gibi farklı kişisel değerlere ve politik kimliklere sahip bireylerden oluştuğu için, ancak güven duyulması halinde sağlık sorunları için hekimlere başvurulacak, tüm bilgiler rahatlıkla paylaşılabilecek ve meslek hakkıyla uygulanabilecektir. Bu nedenle hekimlerin sağlık hizmeti sunarken politik kimlikleri de dahil olmak üzere kişisel değerlerini bir yana bırakmaları, gerek kendilerine gerekse de tıp kurumuna karşı güvenin sarsılmasına yol açabilecek her türlü söz ve davranıştan kaçınmaları gerekmektedir. Söz konusu görüntülerin bu yükümlülüklerle bağdaşmadığı, güveni zedeleyici nitelikte olduğu açıktır. Gerek hekimlere gerek hekimleri istihdam eden kurumlara, toplum sağlığı açısından son derece önemli olan “hekimin yansızlığı” ilkesini ve güveni koruma yükümlülüğünü bir kez daha anımsatıyoruz.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi