Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

IMF: Fed politika faizini en azından 2024 sonuna kadar mevcut seviyede tutmalı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, ABD Merkez Bankasının (Fed) politika faiz oranlarını en azından 2024 sonuna kadar mevcut seviyede tutması gerektiğini söyledi.

Uluslararası Para Fonu (IMF)

Georgieva, ABD ekonomisine ilişkin 4. madde konsültasyonu kapsamındaki denetimin öncü bulgularının paylaşıldığı basın toplantısında, ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ABD ekonomisinin dikkate değer bir şekilde güçlü olduğuna işaret eden Georgieva, faaliyet ve istihdamın beklentileri aştığını, enflasyonu düşürme sürecinin çoğu kişinin korktuğundan daha az maliyetli olduğunu dile getirdi.

Georgieva, ABD’nin gayrisafi yurt içi hasılası (GSYH) pandemi öncesi seviyeyi aşan tek G20 üyesi olduğuna dikkati çekerek, bunun hem ülke hem de küresel ekonomi için iyi olduğunu vurguladı.

Bu yıl son çeyrekte geçen yıla göre yüzde 2 büyüme beklediklerini dile getiren Georgieva, orta vadede benzer bir büyüme hızının sürdürülmesini öngördüklerini aktardı.

Georgieva, enflasyonun Fed’in yüzde 2 hedefine doğru bir yolda olduğunun altını çizerek, çekirdek tüketici enflasyonunun bu yılın sonunda yüzde 2,5 olmasını ve 2025 ortasına kadar hedefe geri dönmesini beklediklerini bildirdi.

Önemli yukarı yönlü risklerin varlığını da kabul ettiklerini dile getiren Georgieva, “Bu riskler göz önüne alındığında, Fed’in politika faiz oranlarını en azından 2024 sonuna kadar mevcut seviyede tutması gerektiği konusunda hemfikiriz.” diye konuştu.

Georgieva, ülke ekonomisinin iyi gittiğini, bunun da Fed’e politika faizini ayarlamak için önemli bir alan sağladığını belirterek, “Politika faizi, yalnızca enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2 hedefine döndüğüne dair açık bir kanıt olduktan sonra düşürülmelidir.” ifadelerini kullandı.

– “Enflasyon tahminimiz Fed’den daha iyimser”

Son yıllardaki önemli dışsal şokların zaten yüksek olan borç ve açık seviyelerini daha da yukarı çektiğini aktaran Georgieva, bu eğilimi durdurmanın ve tersine çevirmenin zamanının geldiğini söyledi.

Georgieva, ABD’nin bu konuda önemli mali mevzuatları yürürlüğe koyduğunu ve bunların ülke ekonomisini yeniden şekillendirmede olumlu bir etkiye sahip olacağını belirterek, “Ancak bunun, kamu borcunun GSYH’ye oranını kararlı bir şekilde aşağı yönlü bir yola sokmak için atılacak adımlarla tamamlanması gerekiyor.” dedi.

IMF Başkanı Georgieva, ticaret ortaklarından misilleme görülmesine yol açabilecek tarifelere güvenmek yerine; daha fazla diyaloğa gitmenin, adil ticareti teşvik etmenin ve kurallara dayalı uluslararası ticaret sistemini yeniden canlandırmanın ABD ve küresel ekonomi için daha az maliyetli olacağını düşündüklerini kaydetti.

Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Georgieva, IMF’nin ABD enflasyonuna ilişkin tahmininin Fed’in tahmininden biraz daha iyimser olduğunu belirterek, bunun enflasyonun zirvesinden bu yana görülen gidişattan kaynaklandığını söyledi.

Georgieva, “Bizim bakış açımıza göre, 2024 yılı içerisinde bir faiz indirimi potansiyeli hala var. Ardından 2025 yılında daha fazla faiz indirimi görmemiz mümkün.” dedi.

– “Yüksek açıklar riske yol açıyor”

IMF’nin ABD ekonomisine ilişkin 4. madde konsültasyonu kapsamındaki denetimin öncü bulgularının paylaşıldığı açıklamada da ABD’nin 2024’e dair yıllık büyümesinin yüzde 2,6 olarak öngörüldüğü belirtildi.

Büyük mali açığın kamu borcunun GSYH’ye oranında sürekli bir yukarı ivme yarattığına değinilen açıklamada, ticaret kısıtlamalarının devam eden genişlemesi ve 2023 banka iflaslarının vurguladığı zayıflıkları ele almada yetersiz ilerlemenin de önemli aşağı yönlü riskler oluşturduğu kaydedildi.

Açıklamada, mevcut politikalar altında, genel hükümet borcunun istikrarlı bir şekilde artması ve 2032 yılına kadar GSYH’nin yüzde 140’ını aşmasının beklendiği ifade edilerek, yüksek açıklar ve borçların ABD ve küresel ekonomi için giderek artan bir riske yol açtığı vurgulandı.