Chalkoprateia Meryem Kilisesi olarak da bilinen ve İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürülen yapı, 1600 yılı aşan tarihiyle dikkat çekiyor. Restorasyon sürecinde yapılan açıklamalarda, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün öncülüğünde gerçekleştirilen çalışmaların, yapının Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait değerli izleri koruma odaklı olduğu belirtiliyor. Yapının, İstanbul’un fethinden sonra 15. yüzyılın sonlarına doğru cami olarak kullanılmaya başlandığı ve zaman içinde çeşitli doğal afetler ve depremlerle zarar gördüğü vurgulanıyor.
Arkeolog Murat Sav, yapılan kazı çalışmaları sonucunda elde edilen bulguların, yapının özgün mimari yapısını ve dönemsel değişimlerini ortaya koyduğunu ifade ediyor. Sav, yapı üzerindeki restorasyonun, modern tekniklerle geleneksel mimariyi koruma amacı güttüğünü ve yapı içerisindeki Bizans döneminden kalma kripta gibi önemli noktaların özenle restore edildiğini aktarıyor.
Lala Hayrettin Camisi’nin, Türkiye’nin kültürel ve tarihi zenginliklerinden biri olarak yeniden ziyaretçilerini ağırlamaya başladığı belirtilirken, caminin içindeki Bizans dönemine ait döşemeler ve freskoların korunması için özel önlemler alındığı kaydediliyor. Restorasyonun tamamlanmasıyla birlikte yapılan açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılımıyla tarihi caminin yeniden hayata döndüğü vurgulanıyor.