Salt şehri, 756 tarihî yapısıyla büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Kentin sokakları, Osmanlı döneminin klasik şehir yapısının özelliklerini taşıyor. Kesme taş, kireç taşı ve ahşap gibi malzemelerin kullanıldığı bu yapılar, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Ürdün Üniversitesi Tarih ve İslam Medeniyeti Bölümü Öğretim Üyesi Muhammed Abdulkadir Hureysat, Salt’ın kentsel karakterinin Şam, Nablus ve Kudüs gibi tarihî şehirlerle benzerlik gösterdiğini belirterek, ziyaretçilerin adeta bir zaman yolculuğuna çıktığını ifade ediyor.
Kültürel Dokuya Katkı ve Turizm Potansiyeli
Salt, sadece tarihî yapılarıyla değil, aynı zamanda “hoşgörü ve medeniyet şehri” olarak da anılıyor. Şehir, turizm açısından büyük potansiyele sahip. Restorasyon çalışmaları sayesinde tarihî yapılar yeniden canlanırken, bu süreç yerel ekonomiye de katkı sağlıyor. Şaha en-Nusur, Balka Vilayeti Konsey Üyesi olarak şehrin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmasının sebeplerini açıklıyor. Salt’ın Osmanlı standartlarına uygun İslami tarzda yapılmış 756 tarihî yapısı, şehrin kültürel zenginliğini ve tarihî önemini vurguluyor.
Salt Türk Şehitliği: Tarihî Bağların Simgesi
Salt, aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı’nda Türk askerlerinin mezarlarının bulunduğu Salt Türk Şehitliği’ne de ev sahipliği yapıyor. Bu şehitlik, Türkiye ve Ürdün arasındaki derin tarihi bağların bir simgesi olarak kabul ediliyor.
Salt şehri, ziyaretçilerine hem tarihî bir keşif hem de kültürel bir deneyim sunarken, gelecek nesillere aktarılmak üzere korunan önemli bir kültürel mirasa sahip.