Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ali Yılmaz

UYANIRSAN, UYUTMAZLAR !

1910 yılında, 80 bin civarı köpek SİVRİADA’ya ölüme gönderildi! Tarihe kara leke olarak geçen bu hadise, bir ingiliz vatandaşın ısırılması sonucu ortaya çıkmıştı! Köpekler adada aç kalınca, önce birbirini yemeye başladılar! Gün geçtikçe, adadan çığlık gibi sesler, Marmara’da yankılandı ! Duyanların içi parçalanıyor, ama kimse bir şeyler yapamıyordu ! Zavallı köpeklerin sesleri gittikçe azaldı! Açlık, hastalık yavaş yavaş kırıyordu zavallı hayvanları! Hızla artan popülasyonun, düzensiz üremenin ödülünü almışlardı!

Canlılara karşı sevgiyi sürekli insanlarla kıyasların zihinlerinin derinliklerinde, cehalet vardır! Önce insan temelli yaklaşımların, hayvanı dışlayan garip tutumları, bir öfkenin yansımaları aslında! Ortadoğu’nun ironik yaklaşım biçimi ! İnsanlar ölürken neden hayvanlar için sesiniz çıkıyor gibi cehalet tandamlı absürt kıyaslamalar, medeni dünyanın neresinde olduğumuzun birer yansıması! Hayvanı sosyal dokudan tecrit girişimleri, tipik Ortadoğu sevgisizliğinin, yaşam haklarına gösterilmeyen saygının, estetik duyarlıktan yoksunluğun da kanıtları aslında!

Kadın cinayetlerinin basite alındığı, çocuk tecavüzlerinin sümenaltı edildiği, türlü rezilliklerin, hayvanlara tecavüzlerin konuşulmadığı bir ortamda cumhurbaşkanlığı gibi bir makamı anayasal tüm kurumların üzerinde vesayet olarak kullanan bir iktidarın, hayvanlar için yaşam hakkı oluşturması gerekirken bu gün bulunan çözümler insan için bulunan çözümlerle müsemma! Ülke sorunlarını sosyolojiye bakmadan, silahla çözümü kutsal sayan bir zihniyetten hayvanları öldürerek çözüm araması medeniyetin neresinde olduğumuzun bir yansıması ! Ülkenin kangrenleşmiş sorunlarının temelinde, bilim ve medeniyetin nimetlerinden yararlanmayan feodal zihniyetlerin, insan ve hayvanlar için standartları bulamama, gelecek inşa edememe cehaleti vardır! Sosyolojinin tüm katmanlarından estetik duyarlılığı söküp atan zihniyetin, son dönemde kedi ve köpekler için bulduğu çözüm taktire şayan ! UYUTMAK ! Öldürelim demenin cehalet jargonu …

Hayvanlardan nefret eden, uygar dünyadan habersiz zihniyetinin yaşam biçimi sosyolojinin standartları açısından derslerle dolu ! Estetik duyarlıktan yoksun, kimseye yaşam hakkı tanımayan, parklarda caddelerde gördüğü her hayvana içindeki canavarla saldıran hödüklerin, toplumdan tecridi gerekirken, hayvanların SİVRİADA faciası gibi tekrar kibarca öldürme adı altında uyutma girişimleri, herkesi dehşete düşürüyor ! Kutsal dinimizi, kendi ikballeri uğruna, hayatın her aşamasında kullanan mevcut iktidarın, söz konusu hayvanlar olunca, içindeki şeytanları uyandırmış gözüküyor! “Onlar benim sessiz kullarım” hadisini hatırlatmakta fayda var! UYUTMA projelerinden önce uyanmaları gerekiyor zira! Oysa dünya hayvanlarla, doğayla anlamlı !

Artan hayvan popülasyonu için uzman görüşleri dikkate alınmalı ama sorunun insan eğitimiyle çözüleceği realitesi asla unutulmamalıdır! Bu gün toplumdan tecrit edilmesi gereken, medeni dünya düşmanları hayvanlardan nefret edip işkence edenler, çocuk istismarcıları, kadın katilleri hayvanlardan çok önce düşünülmesi gereken acı bir reçete ! Sokağın caddelerin süsü sadık hayvan dostlarımızın uyutulması, katledilmesi yerine, hayvanı sorun olarak gören zihniyetin adaya sürülmesi gerekir! Gündemi sürekli UYUTMA metoduyla elinde tutan iktidarın, sokak hayvanları sorununu UYUTMA girişimi ile çözmeye çalışması feodal basiretsizliğin en büyük kanıtı! Bu milleti uyutmaya çalışanlar, medeni dünya frenleri mutlaka toplumdan tecrit edilmeli ! Uyan, UYUTMA !

DİPNOT:
Karatepeli’nin keçilerine salgın hastalık bulaşmış, hayvanları kırıp geçiriyormuş. Bir türlü çare bulamayınca mollanın birine akıl danışmış. O da iki rekat namaz kılıp Allah’a dua etmesini tavsiye etmiş. Karatepeli, bu tavsiyeye uyarak her akşam iki rekat namaz kılmaya başlamış. Ama her sabah uyandığında bir keçinin daha öbür dünyayı boyladığını görüyormuş. Sonunda bu işten vazgeçmiş. Vazgeçmesine geçmiş ama, elinde de bir tekeden başka bir şey kalmamış. Bir gün suya götürürken, inatçılığı tutan hayvana fena kızmış. Dayanamayıp:
– Bana bak teke, demiş, uslu dur, iki rekatlık canın var. Kıldığım gibi gönderirim seni de öbür dünyaya ha!

Bilime medeniyete soracağına mollaya sorarsan işin sadece duaya kalır! Sonra ya güç bozar yada uyutulursun! Sokak hayvanları sorunu insanı eğitmekle çözülmeye başlar !

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER